
Tercih
Beş ortalı, dikişli, çizgili, harita metot defterinin üçüncü ortasını kopardı. Çünkü sene başında aldığı defteri sene sonuna kadar, hatta yeterse bir sonraki sene sonuna kadar kullanmasını …
Beş ortalı, dikişli, çizgili, harita metot defterinin üçüncü ortasını kopardı. Çünkü sene başında aldığı defteri sene sonuna kadar, hatta yeterse bir sonraki sene sonuna kadar kullanmasını …
Bizim köyde bir tepe var. Uhrevi başka tepeleri gören, bir tozlu tepe. Köydeki bütün yerli akranlarımla çocukluğumuz, onun üzerine uzanıp yıldız takımlarını seyrederek geçti. Klasik Yunan ve …
“uzletin bittiği yerde kaçış başlar.” “ bu, kötü talih numarası benim değil bir tek. ne güzel oynuyorsun kendi kısmını.” I. Büyükşehirlerden biri/gece/en sevdiği …
[Ama apaçık ve hazır olanı reddedip uzaktaki ve belirsiz olanı yeğlemek insan doğasının sapkınlığının bir özelliğidir.] Edgar Allan Poe İnsanoğlu günah kavramının varlığını düşünmeden de …
Tüm raylardan git, denizin her türlü grisinin tadını çıkart [TEZER ÖZLÜ] İnsanı tam ortasından koparan zamanlar vardır… İnsanı tüketen vebâlar… İnsan, tüketilebilir ama geri dönüştürülemez …
Üstünden göç sürülerinin geçtiği kentlerin, gökyüzleri daha çok is kokar. Birbirlerini yaralarından tanıyan insanlar, çarçabuk kapanacak kapıların açıldığı, puslu sokakların …
“Kuyudan bakınca gökyüzü, küçük, mavi bir balık… “ Yusuf’un düştüğü kuyudan içeri saçlarını saldı Züleyha. Yusuf, sımsıkı tuttu saçlarını. “Çek!“ dedi. Saç diplerine kuvvet …
[Alis grave nil / Hiçbir şey kanatları olandan daha hafif değildir.] “Onu buraya neden getirdin?” dedi Doktor. “Sanırım ölmek istiyor, tutamıyorum…” Kahverengi, kilim desenli ama ters …
“Tanrı’nın yağmuru haklıların üstüne de yağar, haksızların üstüne de, yalnızca terziler ıslanmadan otururlar. “ Kulakları sağır eden uğultular, zihninin duvarlarında çarpışıyordu. Konfeti …
[AB IMO PECTORE / KALBİN DERİNLERİNDEN] VIRGILIO Anneannem misafir dişlerini dayımın Almanya’dan getirdiği paslı bir Nivea kutusunda saklardı. Oralar öyledir. En güzel sofralar misafirlere …
[Kötülük, ancak tam hızla giderken dengede kalabiliyordu, bisiklette olduğu gibi…] JEAN-PAUL SARTRE Vengdan’a sekiz yada dokuz kilometre kadar kalmıştı. Kırmızı Ford minibüsün üzerindeki …
“Sessizce bir türkü söylüyoruz, içimizdeki yaraya bakarak..” Nizamiyenin birkaç yüz metre boyunca uzanan çam ağaçlıklı yolunun üzerinde, sıraya dizilmiş bekleşiyorduk. Bir yüzbaşının …